Zina ve zina edenlere dair Tedidler

Zina, çirkin ve kötü bir fiildir. Bizim dinimizde haram olduğu gibi bütün dinlerde de haram idi. Allah-u Teâlâ zinayı yasaklamakta ve kötülemektedir. Nitekim İsra süresi otuz ikinci ayetinde: ” Zinaya yaklaşmayın. Çünkü zina çirkin ve aşağı bir iştir. Din ve Akıl bakımından kötü bir yoldur. Hiçbir dinde yeri yoktur. “ buyuruyor. Ayet-i Kerimenin bu tefsirini Cevzânî tefsirinden aldık.
Zina haram olduğu gibi, zinaya götüren başlangıçları da haramdır. Onlardan da uzak olmalıdır. Çünkü Allah-u Teâlâ men ediyor,
ve Ayet-i kerimenin başında: ” Zinaya yaklaşmayın. “ yani zinaya götürecek, sonu zinaya varacak sebep ve yollardan, hareket ve işlerden sakınınız. Yani kalbinizden yabancı kadınları geçirmeyiniz, diliniz ile onlarla konuşmayınız, kulağınızla onların seslerini dinlemeyiniz, gözünüzle onlara bakmayınız buyuruyor.

Peygamberimiz ﷺ Veda’ haccında buyurdu ki: ” Yabancı kadınlara şehvetle bakanlar için, Allah-u Teâlâ iki gözünü ateşle doldurup sonra Cehenneme atmalarını buyurur. Yabancı kadınla tokalaşanın kıyamet günü iki eli zincirle boynuna bağlanır sonra Cehenneme atınız emri gelir. Yabancı kadını öpen, yahud uzuvlarını dile getirip fuhuş söyleyen, söven her kelimesi için Cehennemde bin sene kalacaktır. Erkekle yabancı kadın arasını kızıştırana Allah-u Teâlâ Cenneti haram eder. Onun kalacağı yer Cehennem olur. “ Şir’at-ül İslâm kitabında şu hadis-i şerifi yazmaktadır: ” Yabancı kadınlarla, kızlarla, nefsin arzusuna uygun, istediği gibi konuşan, konuştuğu her kelime için bin sene Cehennemde kalacaktır. “

Allah-u Teâlâ Nur süresi otuzuncu ayetinde: ” Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. “ buyuruyor.
Yani gözlerini yabancı kadınlara bakmaktan men etsinler. Bir sonraki Ayet-i kerimede ise kadınlar için: ” Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar….. “ buyuruyor.

Fakîh Ebülleys’in fetvasında deniliyor ki: Erkeklerin kadınlara bakmasında dört hüküm vardır:

1 – Baştan ayağa kadar, her yerine bakması caiz olanlar. Kendi hanımına zevcesi olmayan kendi cariyesine bakmak böyledir.

2 – Hiçbir uzvuna bakması caiz olmayanlar: Yabancı kadınlar böyledir, ve neresine olursa olsun, bakmakta şehvet kokusu vardır.

3 – Yüzüne bakması caiz, başka uzuvlarına bakması caiz olmayanlar. Acûze, kocamış kadınlar böyledir. Erkek de kocamış ve şeşhvet tehlikesi kalmamıştır. Yani ikisi de çok yaşlanmış, kadın ve erkeğin durumu böyledir. İbn Mesud – Allah ondan razı olsun – kavline göre, onunla tokalaşmak bile caizdir.

4 – Ziynet yerlerine bakması caiz olup diğer uzuvlarına bakması caiz olmayanlar. Yani başından göğsüne, elinden omuz başına,
Ayağından dizi altına kadar bakabilir. Bunlar mahremleridir: Annesi, Kız kardeşi, Teyzesi, Kızı, erkek veya kız kardeşinin kızı ve benzerleridir. Bunda da bakışın şehvetsiz olması şarttır.

Fecrin cinayeti üçtür: Zina, livâta ve kadınların birbiriyle oynaşması. Her biri için korkunç vaidler, tehdidler bildirilmiştir.
Zina küfürden çirkindir. Çünkü bazı Peygamberlerin hanımlarından kâfir olanlar vardı. Lût ve Nûh ( aleyhisselam ) hanımları gibi.
Nitekim Allah-u Teâlâ
Allah, inkar edenlere, Nuh’un karısıyla Lut’un karısını misal gösterir: Onlar, kullarımızdan iki iyi kulun nikahı altında iken onlara karşı hainlik edip inkarlarını gizlemişlerdi de iki peygamber Allah’tan gelen azabı onlardan savamamışlardı. O iki kadına: “Cehenneme girenlerle beraber siz de girin” dendi. ( Tahrim, 10 ) buyurdu. Ama hiçbir Peygamberin hanımı asla zina etmiş değildir,
Bu bakımdan Peygamberlere bir nâkısa, bir ar gelmemiştir.

Asr-ı saadette Peygamberimiz (asm) ashabıyla beraber bulunuyordu. Bir genç çıkageldi ve çok saygısızca:

“Ya Resulallah! Ben felanca kadın ile arkadaş olmak istiyorum, onunla zina yapmak istiyorum.” dedi. Ashab-ı Kiram, bu durumdan çok öfkelendiler. İçlerinden gazaba gelerek genci dövmek ve huzuru Resulullah’dan çıkarmak isteyenler oldu. Bazıları bağırıştılar. Çünkü genç çok hayasız konuşmuştu.

Sevgili Peygamberimiz ﷺ  “Bırakın o genci buyurdu.” Resulullah (asm), genci yanına çağırdı, dizinin dibine oturttu. Gencin dizlerini kendi mübarek dizine değdirecek bir şekilde oturttu ve:

“Ey genç, birinin annenle bu kötü işi yapmasını ister misin? Bu çirkin hareket hoşuna gider mi?” diye sordu. Genç hiddetle:

“Hayır Ya Resulallah.” diye cevab verdi. Resulallah:

“Öyle ise o çirkin işi yapacağın kimsenin evlatları da bundan hoşlanmazlar.” Sonra:

“Peki, bu çirkin işi senin kız kardeşinle yapmak isteseler, sever misin?” diye sorduklarında genç :

“Hayır, asla!” diyerek hiddetleniyordu.

“Şu halde insanlardan hiç kimse bu işi sevmez buyurdu.” Sonra Hz.Peygamber (asm) mübarek elini bu gencin göğsüne/omuzuna koyarak şöyle dua etti:

“Allah’ım! Sen bu gencin kalbini temiz kıl. Namusu ve şerefini muhafaza eyle ve günahlarını da bağışla.”

 Genç, Resulallah’ın ﷺ huzurundan ayrıldı. Bir daha günah işlemediği gibi böyle bir kötü düşünce aklından bile geçmeden yaşamış! (Müsned, V, 256-257)

Bu rivayette zikredilen olayda, gencin isteği üzerine Allah Rasûlü’nün etrafında bulunan arkadaşları meseleyi fiziki müdahale ile çözmeye çalışmışlar ancak O, buna karşı çıkmıştır.

Peygamber Efendimiz ﷺ elini omuzuna / göğsüne koyarak, bir güven ve değer hissi vererek, onun yapmak istediği fiili, kendi yakınları olan annesi, kız kardeşi, halası ve teyzesi açısından düşünmesini tavsiye etmiştir.

O ana kadar bunları hiç düşünmediği anlaşılan genç, yapmak istediği eylemden vazgeçmiştir.

Sahabilerin fiziki müdahalesiyle, belki de tahmin edilemeyen olumsuz sonuçlara gidebilecek bir meseleyi,
Hz. Peygamber Efendimiz ﷺ empati yaptırarak çözmüştür.

Cebrail ( aleyhisselam ), Peygamber Efendimizin ﷺ yanına geldi ve:
” Ya Resûlullah ﷺ, Allah-u Teâlâ , Cafer-i Tayyar – Allah ondan razı olsun – dört şeyinden razı ve memnundur. “ dedi.
Resûlullah ﷺ: ” Ey Cafer Allah-u Teâlâ’nın sende razı olduğu dört haslet hangileridir? “buyurdu.

” Ey Allah’ın Resûlu! Hiç bir zaman putlara secde etmedim, çünkü onlardan fayda ve zarar gelmeyeceğini biliyordum. Hiçbir zaman şarap içmedim, çünkü aklı giderdiğini gördüm. Hiçbir zaman yalan söylemedim, çünkü yalan söyleyen benim yanımda çok aşağılık bir kişi idi. Yalan söylersem bende aşağılık insan olurdum. Hiç zina etmedim, çünkü, bir başkası bu çirkin işi benim ehlime yapsa; Benim de haberim olsa, ne kadar üzüleceğimi, ne mahcubiyet ve utangaçlıklar içine düşeceğimi ve herkesi de böyle olur bildim. “ cevabını verdi. Resûlullah ﷺ ” Sen, bu hasletlerin ile, meleklerle beraber olmaya layıksın. ” buyurdu.

Sosyal Ağda Paylaş

Bir yanıt yazın