Resûlullah’ı ﷺ gören cehenneme gitmez mi?

İnkârcı diyor ki: Resûlullah ﷺ şöyle buyurmuş: ” Beni gören veya beni göreni gören bir Müslümana ateş değmeyecektir. ”
( Tirmizî, Menakıb 57 Hadis no: 3858 )

Cehenneme gitmemek için Resûlullah’ı ﷺ görmek veya Resûlullah’ı ﷺ göreni görmek değil, Resûlullah’ın ﷺ getirdiği mesaja göre yaşamak gerekir. Onun tebliğ ettiği Kur’an’a sarılanlar da peygambere uymuş olurlar. Aksi halde en şanslı kişiler peygamber zamanında yaşayan sahabeler olacak, sonra doğanların suçu ise geç doğmak olacaktır. Kur’an’da cennete gitmek için yapılması gerekenler bildirilmiştir.

Açıklama:
İnkârcı hadisi verip hadis âlimlerinin bu rivayet hakkındaki değerlendirmesini hiç vermiyor. Ki, insanlar gerçekleri görmesin ve insanlar bu rivayetler ile onlara saldırsın.

Oysa Tirmizî bu hadis rivayetini sahih olarak değil, ” Hasen “ ve ” Garib “ olarak değerlendirmiş ve şöyle demiştir:
Bu hadisi Musa İbn İbrahim el Ensarî’nin rivayetleriyle bilmekteyiz. Ali İbn el Medîni ve pek çok hadisçi bu hadisi Musa’dan, bize aktarmışlardır.

Hasen: Sıhhat açısından ikinci gruptaki hadisler Hasen hadisleridir. Bunlar zaptı gevşek olan ravilerin muttasıl senetle rivayet ettikleri şazz ve muallel olmayan hadistir.

Garib: Senet veya metin yönünden tek kalmış yahut benzeri başka raviler tarafından rivayet edilmemiş hadis demektir.

Diğer taraftan hadisin senedini bir kenara bırakalım anlam yönünden bakıldığında hadiste ” Müslüman olarak beni görürse “
ifadesi önemlidir. Yani sadece Resûlullah’ı ﷺ görmek kurtuluş için yeterli değil, Onu görmekten kasıt iman edip, Müslüman olmak, dolayısıyla ona tâbi olmaktır.

Ayrıca görmekten kasıt; ” İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra bunları takip edenlerdir. ” hadisinde anlatılmak istenenle aynıdır.

Yani beni görüp tâbi olanlar ve onları görüp, onlara tâbi olanlara ateş dokunmayacaktır ifadesinden kasıt sadece o asırda yaşamak değil, aynı onlar gibi iman edip, amel etmektir. Şayet böyle olmasaydı onu gören müşriklerin, kâfirlerin ve kastedilen dönemde yaşayan bütün insanların cehennem ateşinden kurtulmaları gerekirdi.

Ateş dokunmayacaktır ifadesi Resûlullah’ın ﷺ Muaz’a: ” Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammedin onun kulu ve Resûlu olduğuna şehadet getiren hiç bir kul yoktur ki, Allah onu cehenneme haram kılmasın. “ buyurması gibidir.

Yani sadece bunu kuru bir cümleden ibaret saymayıp, gereğince amel edenlerin cehennem ateşinden korunacaklarına dair bir müjde vardır.

Netice olarak: Hadis İnkârcıları, hadisleri ilmi kriterler ile değil, sadece akılları ile değerlendiriyorlar. Sadece hadisin metnini verip, âlimlerin görüşlerini vermeden yorum yapıyorlar. Uydurma hadislerle sahih hadisleri karıştırıp aynı kategoriye sokuyorlar. Yanlış metinleri ve yanlış kaynakları yayıyorlar. Bu ise eğriyle doğruyu bir birine karıştırıp doğruyu da eğriltme ve yanlış gösterme gayretidir. Her ne kadar insanlar birbirine karıştırsa da temiz ve pis bir değildir. Temiz olan kıyamete kadar temiz kalacaktır.

(Ey Muhammed!) De ki: “Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile.” Ey akıl sahipleri! Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. ( Maide, 100 )

Sosyal Ağda Paylaş

Bir yanıt yazın