Oruç ibadetinde sağlık mucizeleri

Orucun birçok hastalığa karşı koruduğu tıbben sabittir. İnsan vücudunda biriken zehirlerin ancak oruçla giderildiği ifade ediliyor. Tespitlere göre insan hayatı boyunca, yediklerinden, içtiklerinden ve teneffüs ettiği havadan, karbon oksitler, kurşun ve kükürt olmak üzere toplam 200 kg civarında zehir alıyor ki, bu maddeler, insanın vücut ve ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Birçok müzmin hastalıkların gizli sebebi olan bu zehirleri, her doktor fark edemiyor. İşte hücrelerdeki bu zehirli maddelerden en etkili ve kolay yolu oruç silahıdır. Bu hikmetten olsa gerek Resülüllah ( ﷺ ) ” Oruç kalkandır. “ diyerek, orucum insanları hastalıklara karşı koruyan bir silah olduğunu ifade ediyor. Oruç, hücrelerdeki bu zehirleri yok ederek hücreyi temizliyor, koruyor ve aktif hale getiriyor.

Oruç ve sağlık üzerindeki etkisi alanında araştırmalarıyla bilinen ve oruçla çok hasta tedavi eden Amerikalı Dr. Mac Fadon şu tespitte bulunuyor;

Hasta olmadığı takdirde her insanın oruç tutmaya ihtiyacı vardır. Çünkü, gıda ve ilaç yoluyla alınan zehirli maddeler vücutta birikiyor, vücut ağırlaşıyor ve hasta gibi oluyor ve yavaş çalışıyor. Oruç tuttuğunda bu zehirler çözülüyor, vücut hafifliyor, yükten kurtularak, zinde, dinç ve sağlıklı olduğunu hissediyor.

Tıp otoriteleri, beden ve ruh hastalıklarının % 90’nından korunmanın yolu, zaman zaman tutulan oruçla birlikte sağlıklı bir gıda rejiminden geçtiğini söylüyorlar.

Alman Prof. Hans Detlef Fasman, ara sıra oruç tutmak beyni aktif hale getirdiğini söylüyor. Fasman bunu, İslam ülkelerinde yapılan araştırmalara dayandırıyor. Araştırmalara göre, beynin sinir hücreleri vücudun en önemli ve en hassas hücreleridir. Onun için sağlıklı beslenme bir çok hastalıkları defeder. Bilim adamları, orucun beyin hücrelerini çalıştırmada etkili bir rol oynadığını belirtiyorlar.

Araştırmalara göre oruç esnasında vücuttan atılan en zararlı maddelerden biri de kan damarlarının çeperlerine yapışan yağ kütleleridir. Oruç esnasında bu yağlar kar gibi eriyerek vücuttan atılmaktadır. Bunun neticesinde damarlardaki kan akışı hem hızlanır hem de çoğalır ve hücrelere fazla besin ve oksijenin gitmesini sağlar.

Orucun en iyi ve etkili şekli düzenli tutulan oruçtur. Ramazan orucundan sonra sünnet olan 6 gün Şevval orucu, Resülüllah’ın ( ﷺ ) düzenli olarak tuttuğu pazartesi ve perşembe günleri orucu, yine onun tutup ve tavsiye ettiği beyaz günler ( eyyamü bid ) denilen her kameri ayın 13-14-15, Dolunay günleri orucu, düzenli tutulan oruçlardır.

Çoğu insanın bilmediği ve son zamanlarda keşfedilen orucun bazı faydalarını şöyle sıralayabiliriz.

* Oruç psikolojik hastalıklara karşı en güçlü silahtır : Yapılan araştırmalara göre oruç beyin ve beyin hücrelerini dinlendirmesi yanında vücut hücrelerindeki zehirleri temizliyor, bu da oruçlunun psikolojisini olumlu yönde etkiliyor. Orucun başlamasıyla kan, zehirli atıklarını dışarıya atarak temizleniyor, temizlenen beyin daha iyi düşünüyor ve daha istikrarlı oluyor. Bu da psikolojik rahatlığa yol acıyor.

Bu gerçekten yola çıkan, Moskova Psikoloji Enstitüsü Müdürü Dr. Yuri Nikolayev, psikolojik problemi olan yedi bin hastayı oruçla tedavi etmiş ve başka tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu bu hastalarda, oruçla tedavi şekli ciddi bir başarı elde etmiş.

* Oruç fazla kilo ve şişmanlığa karşı bir silahtır : Orucun başlamasıyla, zayıf ve hastalıklı olan hücreler daha güçlü olan hücrelere yem olmak suretiyle yok oluyor. Bu esnada vücut, hazım işlemine başlar ve birikmiş zararlı yağları eritmeye başlar, zehirli maddeler ve bozuk dokularla birlikte dışarı atar.

Araştırmalara göre ABD halkının % 60 hastalık derecesinde şişman vardır. Ayrıca şişmanlığın, başta şeker, kalp hastalığı, eklem iltihabı, solunum yolları problemi ve stres olmak üzere birçok tehlikeli hastalıklara doğrudan sebep olduğu belirtilmektedir.

Oruç şehveti azaltıyor : Araştırmalar, oruç esnasında cinsellik hormonun üretimi yok denecek düzeye indiğini gösteriyor.

Resülüllah’ın ( ﷺ ) ” Evlenmeye maddi imkanı olmayanlar oruç tutsun çünkü oruç onun için şehvet kırıcıdır. “ buyurarak ilmi mucizeye 14 asır önce işaret etmiştir.

* Oruç, uyuşturucu ve sigara bağımlılarını tedavi ediyor : Oruç, insanda uyuşturucu ve sigara kullanma isteğini büyük ölçüde azaltıyor. Oruç, insan vücudunda gizli bir silah olarak çalışıp, nikotin gibi zehirli maddeleri def ediyor. Aynı zamanda kanı temizliyor ve sigara içme isteğini azami derecede azaltıyor.

* Oruç, eklem ağrılarına şifadır : Araştırmacılar, orucun, bel, omurga ve beyin ağrılarını tedavi ettiğini müşahede etmişlerdir. Norveç’te yapılan bir araştırma, dört hafta olmak şartıyla, orucun, eklem iltihabını başarılı bir şekilde tedavi ettiğini göstermiştir.

* Oruç, vücuda enerji sağlıyor : İnsan oruçlu iken enerji düzeyi azami seviyeye çıkıyor. Bilindiği gibi vücut enerjisinin onda biri, yediğimiz yemek ve içeceklerin hazmın da harcanıyor. Yeme içme ne kadar çoğalırsa enerji tüketimi o derecede artıyor .Oruçlu insanda bu enerji tasarruf ediliyor. Tasarruf edilen bu enerji, vücuttaki zehirleri atmada ve vücudu temizlemede kullanılıyor. Hastalıkların enerji eksikliğinden ortaya çıktığı tıbben bilinmektedir.

* Oruç, sindirim sistemi için en iyi ilaç : Yapılan araştırmalara göre bağırsaklarda görülen hastalıkların % 85’i temiz olmayan ve kirli kandan kaynaklanıyor. Kolon iltihabı, müzmin bağırsak hastalıkları bu cins hastalıklardandır. Doktorlar, bağırsak ve kolon hastalıklarını tedavide şifayı oruçta buluyor.

Müslüman olmayan ülkelerde on binlerce hastayı kapsayan araştırmalarda orucu aktif bir şekilde şu hastalıklara da şifa olduğu tespit edilmiştir.

Yüksek tansiyon

Şeker hastalığı

Solunum cihazı hastalıkları

Damar sertliği ve kalp hastalıkları

Cilt hastalıkları, özellikle müzmin ekzama hastalığı

Böbrek hastalığı

Kanser gibi hastalıklar

Ve koruyucu hekimlikte oruç bir numaralı silah olarak karşımıza çıkıyor. Bir Peygamber mucizesi. ” Kur’an ve hadiste İlmi İ’caz Heyeti ” üyelerinden Mısırlı bilim adamı Abdüddaim Kühayl,

Resülüllah’ın ( ﷺ ) ” Oruç kalkandır. “ hadisindeki tabiri ve hikmeti şöyle yorumluyor; Bilindiği gibi kalkan, insanı düşman darbelerine karşı koruyan, onu gizleyen bir silahtır. Oruç da görevini gizli yapan fakat görünmeyen bir silahtır ki, zayıf ve yaşlı yok ediyor. Aynı amanda zehirli maddelere hucum ediyor ve gizlendikleri yerden söküp çıkarıyor ve def ediyor. İlaçların senelerce verdiğini oruç 30 günde veriyor. Üstelik hiç bir yan tesiri de yok. Vücudun savunma ve bağışıklık sistemini güçlendiren oruç, kelimenin tam manasıyla bir silahtır ki, bizi muhtemel mikroplardan koruyor ve bir çok hastalığı da tedavi ediyor. Resülüllah’ın ( ﷺ ) ” Oruç kalkandır. “ tabirinde tıbbi ve bilimsel bir incelik görülmektedir. Bu hadis Resülüllah’ın ( ﷺ ) açık bir mucizesi değil midir.

Şunu da belirtelim ki, oruç ile aç kalmak arasında büyük bir fark vardır. Aç kalmak, şeker ve bazı mide hastalıklarına zararlı iken, oruç tam aksine bu hastalıkları tedavi ettiği yapılan araştırma ve deneyler ile tespit edilmiştir. Çünkü oruçta niyet, inanç ve ruh boyutu var. İnanç ve niyet; yani işin manevi boyutu bütün hastalıkları tedavi ettiği bilimsel bir gerçektir. Onun için batıda hastaları aç bırakarak tedavi etmekle İslami oruçla tedavi olmak arasında açık bir fark görülmektedir.

Orucun, Ruh ve beden üzerindeki salık boyutunu görmek için sünnete uygun olması şartına bağlıdır. Sünnete uygun olan yeme içmede, ifrata kaçmadan tutulan oruçta, ruh ve beden güçlenir, kul daha aktif ve istekli bir şekilde gece gündüz ibadetle meşgul olur.

Hurma ile İftar Açmada Sağlık Sırrı

Hurma mübarek bir meyvedir. Resülüllah ( ﷺ ) ” Biriniz iftarını açarken hurma ile açsın, çünkü o berekettir. Eğer hurma bulamaz ise su ile orucunu açsın zira su temizdir. “ buyurarak hurmaya ve hurmadaki sağlığa dikkatimizi çekmiştir.

İftarda Resülüllah ( ﷺ ) iki hususa dikkat çekmiştir. Biri oruçlunun iftarını açmada acele etmesi, diğeri de hurma ile orucunu açmasıdır. Acaba neden?

Şüphesiz ki Resülüllah’ın ( ﷺ ) her irşadında tıbbi bir işaret ve sağlıkla ilgili bir takım faydalar vardır. Günümüzde tıp dünyası, yaptığı araştırmalarla Resülüllah’ın ( ﷺ ) sünnetinde bilimsel gerçekleri, yeni yeni keşfediyor. Bunlardan biri de orucu açmada acele etmek ve orucu hurma ile açmaktır. Araştırmalar gösteriyor ki,

Resülüllah ( ﷺ ) Arabistan da hurma çoktur diye onunla iftar açmayı tavsiye etmemiştir. Belki hurmanın tıbbi faydasından dolayı tavsiye etmiştir. Tıbbi tespitlere göre insan, iftar anında şekere acilen ihtiyaç hissediyor. Çünkü, beyni besleyen kandaki eker oranı oruç sebebiyle düşmüştür ve acilen telafi edilmesi gerekir. Midede en hızlı eriyip kana karışan şeker ise hurmadır. Hurmanın hem hazmı kolay hem de hurmadaki şeker bir kaç dakika içinde kana karışıyor. Ancak bunu gerçekleştirmesi için de sünnete uygun olarak iftar açmak gerekiyor. Resülüllah ( ﷺ ), iftar vakti girer girmez bir miktar hurma ile iftarını açtıktan sonra akşam namazı kılardı, daha sonra yemeye devam ederdi. bu süre içerisinde hurmadaki şekerin kana karışıp beyine gitmesi için yeterli bir süredir. Aksi takdirde iftarda peş peşe yenen yemeklerdeki şeker geç sindirim sebebiyle uzun bir süre sonra ancak kana karışabiliyor. Beyine şekerin bir an önce ulaşması, beynin istikrarlı çalışması ve sağlıklı olması için oldukça önemlidir.

Kimyasal tahlillere göre; Hurmanın %70-75 şeker, %20-24 su, % 2-3 protein, % 8.5 elyaf, karbon hidratlar, demir, fosfor, yağ, kalsiyum, potasyum, A ve B vitaminleri ihtiva etmektedir. Yaş hurmada ise, su oranı %65-70 civarındadır, bu da oldukça faydalıdır. Resülüllah ( ﷺ ) iki öğün yemeğinde birini hurma ile yapardı.

Ezher üniversitesinden Prof Dr. Ahmed Şahat hurmadaki, kimyasal birleşimin sağlık yönünden etkisini şöyle ifade ediyor.

İftar esnasında hurma yemek, eksilen kan oranını kısa zamanda telafi ederek vücuda zindelik veriyor. Boş olan mide, basit bir kimyasal bileşime sahip hurmadaki şekeri kısa bir zamanda kana karışmasını salıyor. Hurmanın ihtiva ettiği % 25 oranında su miktarı sebebiyle vücut, iftar esnasında fazla su içmeye ihtiyaç hissetmiyor.

Beyaz günler orucunda salık mucizesi

Resülüllah ( ﷺ ) diyor ki; ” Dostum Cebrail, her ay üç gün oruç tutmamı tavsiye etti. “

” Ey Ebu Zerr, her ay 3 gün oruç tutacaksan 13-14-15. günleri tut. “

Kudame b. Milham şöyle söylüyor; ” Resülüllah ( ﷺ ) , bize eyyam-ı biyd ( beyaz günlerde ) oruç tutmayı emrederdi. ve ” Bütün sene oruç tutmak gibidir. ” derdi.

Hadis kitaplarında ” beyaz günler “ denilen günlerde oruç tutmayı emreden bir çok hadis vardır. Kameri Ay’ın 13-14-15. günlerinde oruç tutmak sünnettir. Bu günlere ” Beyaz günler “ denmesinin sebebi, gündüz güneşle , gece de dolunay ile 24 saat aydınlık olmasından dolayıdır.

İnsan üzerindeki olumsuz etkisinden dolayı, Resülüllah ( ﷺ ) tarafından Dolunay’a rastlayan günlerde orucun tavsiye edilmesi, Onun kıyamete kadar devam edecek mucizelerden biridir.

Resülüllah ( ﷺ ) dolunayın insan vücudu üzerindeki zararlı tesirlerden de haber veriyor ki; Bu 14 asır sonra yeni anlaşıldı.

Resülüllah ( ﷺ ), zararlı tesirlerden korunmasını tavsiye ederken tedavi yolunu da gösteriyor ve mucizevi tıbbıyla asırlar ötesine ışık tutuyor.

Ayın çekim gücünün maksimum olduğu dolunay vakti, daha sinirli ve kontrolsüz oluruz. Ani sinir, dengesiz hareketler, düşünülmeden yapılan şeyler bu gecelerde üst üste geldiği yine araştırmalar ile ortaya konmuştur.

Dolunayın insan üzerindeki etkisini dikkate alan İbni sina ” Kanun “ adındaki kitabında, kan aldırmanın ay başları veya sonlarında değil, ayın ortalarında yapılmasının önemini belirtiyor.

Resülüllah ( ﷺ ) on dört asır önce bu ilmi ve sağlık mucizesine işaret ediyor. Kur’an da Resülüllah ( ﷺ ) için şöyle diyor;

Onun konuşması ancak, bildirilen bir vahiy iledir. ( Necm, 4 )

Sosyal Ağda Paylaş

Bir yanıt yazın