Müslümanlar kendi aralarında birbirlerine selam vermelidir. Bilinen selam lafzıyla selamlaşmaları, Cennet ehlinin selamıdır.
Müslümanın asıl görevi bütün Müslümanlara selamını yaygınlaştırmasıdır. Çünkü bu, Müminlerin ahlâkındandır.
Rivayete göre, Enes b. Mâlik’e, Resûlullah ﷺ şöyle buyurmuştur:
” Evinden çıktığın andan itibaren, senin kıblene yönelen herkese, kime gözün dokunmuşsa selam ver ki,
kalbine imanın tadı girsin. Evine girince de, selam ver ki bereketin ve evinin bereketi artmış olsun. “
Salihlerden birinin anlattığına göre, bir dostu kendisini karşılar ve der ki: ” Nasıl sabahladın? ” Bunun üzerine adam şöyle der:
” Yazıklar olsun, bu nasıl giriş? Esselâmu âleykum diyemez miydin/deseydin ya, bundan dolayı sana on hasene/sevap olurdu.
Ben de sana selamın karşılığını verirdim ve ben de on hasene/sevap kazanmış olurdum. Bir yerde yirmi hasene/iyilik sevap,
Toplanırsa bu durumda oraya rahmetin inmesi umudu vardır. ”
Rivayete göre, Hz. Ömer’in oğlu Abdullah pazara çıkar,
Kendisine ” Pazarda ne yapıyorsun? Çünkü, sen alış veriş yapmıyorsun. “ diye sorulur. Abdullah’ın cevabı ise;
” Benim çıkışım, sırf selam içindir. Çünkü kendisi kime uğrarsa ve kimi görse hemen ona selam verirdi. “
Hz. Lokman ( Aleyhisselam ), oğluna şöyle der: ” Oğlum! Bir kavmin toplantı yerlerine/meclislerine gittiğin zaman,Onlara İslâmın payını at/onlara selam ver. Sonra da otur. Onların konuştuklarını görmedikçe konuşma.Eğer hayîr konuşuyorlarsa, aralarına gir. Eğer konuştukları hayîr değilse hemen oradan ayrıl, Başka meclise git… “
Başarı yüce Allah’tandır.