Kadınların önünden geçtikleri kişinin namazını bozması.

Ebû Zerr den rivayete göre, şöyle demiştir: Rasülullah (S.a.v.) şöyle buyurdu:
“Bir kimse önüne deve semerinin önündeki veya arkasındaki tahta kadar da olsa bir şeyi koymaksızın namaz kılarsa önünden geçen siyah köpek, kadın ve eşek onun namazını keserek bozar. Ebû Zerr’e sordum; Kara köpeğin kırmızı ve beyaz köpekten farkı nedir?
Dedi ki: Ey kardeşimin oğlu benim Resûlullah (s.a.v.)’e sorduğum şeyi sende bana sordun,
siyah köpek şeytandır” buyurdular.  ( Nesâî )

Âişe’nin – Allah ondan razı olsun – yanında namaz kılanın önünden geçen köpek, merkep ve kadının namazı bozacağından bahsedildi. Bunun üzerine o şöyle dedi: “Bizi merkep ve köpeğe mi benzettiniz? Allah’a and olsun ki ben kıble ile Resûlullah arasında yatarken, onun bana doğru namaz kıldığını gördüm. Bazen bir ihtiyacım hâsıl olurdu. Ona karşı oturup, Allah Resûlunü rahatsız etmek istemezdim. Bu yüzden ayak ucu tarafından yavaşça sıyrılıp çıkardım.”

Ebû Saîd el-Hudrî e’den; demiştir ki: “Resûlullah söyle buyurdu: “Namaz (önden geçen) hiçbir şey bozamaz. (Bununla beraber, yine de siz) gücünüz yettiğince (önünüzden geçene) mâni olmaya çalışınız. Çünkü o şeytandan başka bir şey değildir.” 

Dârekutnî’nin Ebu Hureyre’den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resûlullah söyle buyurdu:
“ Kişinin namazını ne kadın ne köpek ve ne de eşek bozabilir. Bununla beraber sen gücünün yettiği kadar önünden geçene engel olmaya çalış.”

Eh Umâme’den rivayet ettiği hadis de: “Namazı (önden geçen) hiçbir şey bozmaz.” Buyrulmuştur.
( el-Muttekî, Kenzu’l-Ummal 7/354 )

inkârca diyor ki; Kadınların namazı bozması hakkında hiçbir ayet yok. Bu Allah Resûlüne atılmış bir iftiradır. Ayrıca hadisler arasında çelişki var. Ve dolayısıyla bu rivayetler uydurmadır.

Açıklama: Öncelikle ifade edelim ki, hadisin Türkçe’ye çevirisinde namazı bozar manası verilmektedir. Oysa bununla ilgili bütün hadislerde bozar değil, namazı keser, böler manası vardır. Bu durumda mana çok değişmiş olur. Yani namazın kesilmesi ve bölünmesi ile bozulması aynı olmaz.
“Kata-a” kelimesi bir şeyin kaynağından kopması ve ayrılmasını ifade eder.
Ağacı dalından veya dibinden kesmeye “kata-a” denir. Alimlerimiz bu kelimeyi namazın bozulması şeklinde anlamamıştır. Çok isabetli bir tespitle huşûnun eksilmesi olarak anlamışlardır.

İmam Mâlik’in Muvatta’ında Ali ibn Ebi Tâlib’den rivayet ettiği bir hadisin manası da şöyledir:
“Namaz kılan kimsenin önünden geçen hiçbir şey, o kimsenin namazını bozamaz.”
( Muvattâ, Sefer 33; İstizan 33 Sünen-i Ebu Dâvûd Terceme ve Şerhi )

Ebû’l-Veddâk demiştir ki: Kureyşli bir genç, namaz kılmakta olan Ebû Said el-Hudrî’nin önünden geçmek istedi. O da engel oldu. (Genç) tekrar geçmek isteyince (Ebû Said ona yine) engel oldu. (Bu durum peşi peşine) üç defa (vuku buldu. Ebû saîd) namazı bitirince şöyle konuştu:
“Namazı hiçbir şey bozamaz.” Lâkin Rasûlullah “gücünüz yettiği kadar (önünüzden geçene) mâni olunuz. Çünkü o şeytandır. (Bu israrıyla haddi aşarak şeytan gibi olmuştur.)” diye buyurmuştur.

Ebû Dâvûd dedi ki: Resûlullah’den (rivayet edilen) iki haber birbiriyle çelişirse, ondan sonra sahabe-i kiram’ın hangisiyle amel ettiğine bakılır (ve o tercih edilir.) ( Beyhakî, es-Sünenu’l-Kübra, 2/278 )

Bu hadis-i şerif, namaz esnasında bir kimsenin önünden insan veya herhangi bir hayvanın geçmesiyle namazın bozulmayacağına ve iadesinin gerekmeyeceğine delâlet etmektedir. Halbuki daha önce geçen hadis-i şeriflerin bazıları, bazı yaratıkların önünden geçtiği kimsenin namazını bozacağını ifade etmekteydi.

Bilindiği gibi Musannif Ebû Dâvûd, aralarında tearuz görülen hadisleri ayrı ayrı bablarda nakleder.
Ebû Dâvûd, bu babdaki hadislerle daha önce geçen hadisler arasında görülen tearuzla ilgili olarak
“Sahabelerin bu hadislerden hangisiyle amel ettiği hadis seçilir.” Demek istemektedir.

Su da unutulmamalıdır ki, her zaman bir sahabenin rivayet ettiği hadis, o sahabenin o mevzudaki görüşünü ortaya koymayabilir. Çünkü sahabe o hadise başka bir mana vermiş olabilir. Nitekim daha önce geçen kadının eşeğin, köpeğin v.s. geçmesiyle namazın bozulacağını ifade eden hadisler; ibn Abbâs rivâyet ettiği halde, eşeğin, önünden geçtiği kimsenin namazını bozmayacağını ifade eden hadisi de yine kendisi rivayet etmiştir. hadis-i şeriflerdeki “namazı bozar” sözünü de sahabe-i kiram ve onları takip eden ulema “namazın özünü teşkil eden huşû’yu bozar” şeklinde anlamışlardır.

Beyhakî’nin rivayetine göre, kadının, köpeğin ve eşeğin önünden geçtiği kimsenin namazını bozup bozmayacağına ilişkin bir soruya İbn Abbâs , “Namaz bozulmaz; fakat mekruh olur.” cevabını vermiştir. Bunun misâlleri pek çoktur.” ( Sünen-i Ebu Dâvûd Terceme ve Şerhi )

imam Nevevî’nin beyanına göre imam Mâlik, Ebû Hanife ve İmam Şâfiî gibi mezhep imamları da dâhil olmak üzere âlimlerin çoğunluğu (cumhûr-u ulema), yukarıda sayılan ve sayılmayan şeylerin namaz kılanın önünden geçmesi ile namazın bozulmayacağını söylemişlerdir.

Alimlerimiz, kadınların önünden geçtikleri kişinin namazını bozulmasından muradın “noksanlık” olduğunu ve namaz kılanın kalbini meşgul edeceği için hakiki bozulmanın kastedilmediğini söylerler.

Âişe Allah ondan razı olsun – annemizden gelen rivayetteki “Ben kıble ile Rasûlullah arasında yatarken, onun bana doğru namaz kıldığını gördüm.” İfadesi onun yatak içinde olduğunu ve dolayısıyla yatağın sütre yerine geçtiğini anlıyoruz.

Hadisin zahirine bakıp kafaları karışan inkârcılar Aişe’nin itirazını delil olarak öne sürüp hadisin uydurma olduğunu ilan etmektedirler. Oysa söz konusu hadisler uydurma değil sahih hadislerdir.

Netice olarak:

Hadisler arsında çelişki bulunmamaktadır. Kadın erkeğin her zaman dikkatini çekebilecek mücehhez bir varlıktır. Namaz esnasında cinsel olarak erkeğin arzusunu celbedebilir. Ve dolayısıyla namazın sıhhatine zarar verebilir. Bu manada namazı keser/böler denilmiştir. Oysa yatağın altında olan yani yatağı sütre edinen bir kadının böyle bir durumu ortadan kalkmış olur.

Ayrıca namaz kılanın önünden geçen her şeyin, namazdaki huşû’yu bozabileceği için geçmesine engel olunması yada sütre yapılması gerekir.

Sosyal Ağda Paylaş

Bir yanıt yazın