Hayâ: Utanmak, arlanmak ve sıkılmak manalarına gelir.
Hayâ: Nefsin, yüce Allah'ın ﷻ yasakladığı kötü ve ayıp olan şeyleri yapmaktan korkarak, sıkılması, çekinmesi,
ve bir kötülük işlemişse bundan utanıp üzülmesidir.
Hayâ: Mümin olmanın en güzel ve en mükemmel vasıflarından biridir.
Bilindiği gibi bir insan; Toplumda ve ailede fert ve yüceliği ağır başlılığı ve hayâsı ile ölçülür.
Allah-u Teâla ﷻ yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim de şöyle buyurur:
Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik). ( Araf, 26 )
Bu Ayet-i Kerime de avret yerlerinin örtülmesiyle ilgili ifadeler vardır. Cenab-ı Hak ﷻ insanoğluna bu örtünmeyle,
İlgili ifadeleri buyururken, hayâ yerlerinin kapatılmasını ve hayâ sahibi bir topluluğun oluşturulmasını emretmektedir. Hayâsız olan insanın şeytanın pençesine düşmekten kendini kurtaramayacağını da şöyle ifade etmektedir:
Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır. ( Araf, 27 )
Bu Ayet-i Kerime de hayâdan dolayı avret yerlerinin örtülmesi konusunda Cenab-ı Hakkın ﷻ yüce mesajları yer almaktadır.
Ayrıca hayâ konusunda sevgili Peygamber Efendimizin ﷺ şöyle dediği rivayet edilmiştir: ” İman altmış küsur şubedir. Hayâ da imandan bir şubedir. “ ( Buhârî, iman Hadis no:161 )
Diğer bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimizin ﷺ şöyle buyurmuştur:
Enes – Allah ondan razı olsun – Peygamber Efendimizin ﷺ şöyle dediğini rivayet etmiştir:
” Edepsizlik hangi şeye girerse, onu mutlaka ayıplı kılar. Hayâ nerede bulunursa ona muhakkak ziynet, şeref verir. “ ( Tirmizî, el-Birr ve’s-Sıle.bab 4 hadis no: 1974 )
İnsanlara karşı hayâ ve edepli olmak, Allah-u Teâlâ’ya ﷻ karşı hayâlı olmaktır.
Sevgili Peygamberimiz ﷺ görüldüğü gibi hayâyı imandan bir parça, bir dal olarak açıklamıştır. Hayâ sahibi olmayan insanlardan kaçınılmasını tavsiye buyurmuşlardır. Aynı zamanda Peygamber Efendimiz ﷺ,
Hz Osman’ın – Allah ondan razı olsun – hayâ sahibi olmasından bahsederken, onu bu üstün özelliğinden dolayı övmüşlerdir.
Peygamber Efendimiz ﷺ neden hayâ edileceğini gayet açık bir şekilde ifade etmişlerdir.
Ve bu konuda hadis-i şerifler ve ayet-i kerimeler ölçü alınmalıdır.
Peygamber Efendimiz ﷺ hayâ sahibi olmakta öncülük yapmıştır. Ve diğer konularda da olduğu gibi bu konuda da onun hayâlı tavrını her Müslümanın örnek alması gerekmektedir.
Nitekim Ebu Ümâme – Allah ondan razı olsun- Peygamber Efendimizin ﷺ şöyle dediğini rivayet etmiştir:
” Avret yerlerimi, kıllarımdan çare bulsam, saklardım. “ ( Deylemi, 3/363 hadis no: 5098 )
Peygamber Efendimizin ﷺ bu konuda ne kadar titiz davrandığını ve hayâ konusuna ne kadar önem ve ehemmiyet verdiğini bu anlam dolu mesajlardan anlamaktayız.
Abdullah b. Ömer -Allah ondan razı olsun- Peygamber Efendimizin ﷺ şöyle dediğini rivayet etmiştir:
” Çıplaklıktan kaçınınız. Zira sizden ayrılmayan ve daima sizinle beraber olan kimseler ( koruyucu ve rahmet melekleri ) vardır. Bunlar ancak kazây-ı hâcet zamanında ( Helada ) ve erkek ailesine yaklaştığı zaman ( Cinsî münasebette ) ayrılırlar. O sizinle beraber olanlardan utanın ve onlara ( Örtünmeniz gereken yerleri örterek ) ikram edin. “ ( Tirmizî, babu’l -istitar inde’l-cima; hadis no: 2800 )