İnkârcı diyor ki: Resûlullah ﷺ buyurdular ki: ” Eğer Havva olmasaydı, kadınlar kocalarına hiçbir zaman ihanet etmezdi. “
( Buhari, Enbiya 1 ; Müslim, Radâ 62-1470 )
İlk insanlardan olan Adem ve eşi, İblisin telkiniyle Allah’ın yasakladığı ağacın meyvesinden yemişlerdir. İblisin ikisini de kandırdığı,
Kur’an’da şu şekilde geçer: ” Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.” ( Araf, 20 )
Uydurdukları hadiste ise Havva annemizi suçlu gösterip ” Eğer Havva olmasaydı, kadınlar kocalarına hiçbir zaman ihanet etmezdi. “ diyerek kadınları suçlu göstermektedir. Halbuki Hz Adem’e yasak meyveyi yemesini teşvik eden kişi Hz Havva değil iblistir.
Ortada Havva’nın bir ihaneti yoktur.
Bir başka İnkârcı da diyor ki: Bu rivayetlerin kaynağının Tevrat olduğunu ve İsrailiyattan alınıp hadis formatına sokulduğunu,
iddia etmiştir. Resûlullah ﷺ
Açıklama: Bize Ma’mer İbn Râşid, Hemmâm ibn Münebbih’ten; O da Ebu Hureyre’den; O da Resûlullah’tan ﷺ bu tarzda haber verdi;
Yani ” Eğer İsrailoğulları olmayaydı et kokmazdı, Havva olmayaydı hiçbir dişi, kocasını ( Teşvik edip ) ayartmazdı. “
Buyurduğunu rivayet etti.
Netice olarak:
Söz konusu hadisi çevirirken dilimizde kullandığımız manada anlam verildiğinde çok ağır ve Havva anamıza ve bütün kadınlara,
Hakarete varan bir mana olacaktır. Çünkü dilimizde ihanet ve hainlik çok ağır bir suçlamadır. Havva anamız için böyle bir ihanet,
söz konusu olamaz. Dolayısıyla ihanet kelimesine ayartma, teşvik etme, sebep olma olarak mana vermek daha doğru olacaktır.
Türkçeye çevirirken yapılan hatalar yüzünden hadis yanlış anlaşılmaktadır. Hadis inkârcıları genelde hep böyle metinleri kullanmaktadırlar.
Hadisin uydurma olduğu iddiasının, usûl-ü hadis ilmiyle gerekçelendirilecek bir delil bulunmamaktadır. Bu hadise ehl-i âlimler sahih derken, uydurma olduğunu iddia edenlerin gerekçeleri sadece Kur’an’da geçmemesi ve kendi akıllarının kabul etmemesidir.
Bu hadisin İsrailiyat kaynaklı olduğu ve hadis olarak uydurulduğu iddiası gerçekçi bir iddia değildir. Bu mesele Tevrat’ta geçiyor,
diyerek bütün ilmi gerçekleri bir yana bırakıp, hadis formatına sokulmuş olduğunu iddia etmek, ilim adamlarının işi değildir.
Tevrat, İncil ve Kur’an’da da müşterek ayetler vardır. Bu ayetler sırf onların kitabında da geçiyor diye inkâr mı etmek gerekir?
Bu mantık doğru neticeye ulaştırmaz. Sonuçta bu kitaplar da her ne kadar tahrif edilmişse de semavidir ve tahrif edilmemiş bölümleri vardır.
Bu hadis, Havva anamızdan itibaren bütün kadınların cinsi cazibeleri dolayısıyla, kocaları üzerinde teşvik edici ve onları etkileyip,
yönlendirici bir etkiye sahip oldukları ve bu etkiyle dini ve ahlaki bakımdan olumsuz sonuçlara neden olabilecekleri anlatılmaktadır. Dolayısıyla hadis inkarcılarının çıkardıkları anlam ve eleştiriler boşa çıkmış oluyor.