Saîd İbn Mînâ tahdîs edip şöyle dedi; Ben Ebu hureyre’den işittim; Resûlullah ﷺ;
” Hastalığın ( Sahibinden bir başkasına ) kendi kendine sirayeti yoktur. Eşyada uğursuzluk yoktur. Ükey ve Baykuş ötmesinin tesiri ve kötülüğü de yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur.
( Bunlar cahiliyet hurafelerindendir. )
Fakat ( Ey mümin ) sen cüzzamlıdan, Arslan’dan kaçar gibi kaç. “ Buyurdu. ( Buhârî, tıp 19/27 )
Amr ibn Şerid’in babasından aktardığına göre, Sakif’ten gelen heyet içerisinde cüzzamlı bir adam vardı.
Resûlullah ﷺ; Ona ” Biz senin biad’ını kabul etti, sen dön. “ (Müslim, Selam, 136; Nesaî, Biat, 19).
Diye haber gönderdi.
Resûlullah ﷺ ” Sizler bir yerde Tâûn hatalığı çıktığını işittiğiniz zaman, O Tâûn’lu yere girmeyiniz; Tâûn sizin bulunduğunuz yerde meydana gelirse, sakın oradan dışarı çıkmayınız. ” ( Buhârî, tıp 30/43 ) Buyurdu.
İnkârcı diyor ki; ” Bu rivayette birbiriyle çelişen iki farklı bir durum var. Sirayet yok ise Vebâ’dan ve cüzzamlıdan neden kaçılması söyleniyor. “
Açıklama : Bu rivayette hiç bir çelişki bulunmamaktadır. Resûlullah ﷺ burada hiçbir hastalığın Allah dilemedikçe kendi kendiliğinden ortaya çıkmayacağını ve bir başkasına sirayet etmeyeceğini ifade etmektedir.
İnsanlardan bazıları başlarına bir hastalık geldiğinde bunu bir takım uğursuzluklara bağlarlar. Şunun yada Bunun uğursuzluğundan bana bulaştı derler. İşte buna karşılık Resûlullah ﷺ hastalığın ilk ortaya çıkışını da başkalarına bulaşmasını da ancak Allah takdir eder demek istemiştir.
Ebu Hureyre şöyle demiştir; Resûlullah ﷺ ” Hastalığın kendi kendine sirayeti yoktur; Safer ( Denilen hastalığın da kendiliğinden sirayeti ) yoktur; Hâme denilen şey de yoktur. ”
Bunun üzerine bir bedevî Arap; Ya Resûlullah ﷺ ( Hastalığın kendiliğinden sirayeti yoktur; Buyurdunuz )
Benim develerime ne oluyor ki, onlar kumda ceylanlar gibi sağlıklı oluyorlar. Derken uyuz deve gelip aralarına girer de onları uyuz ediyor? dedi.
Bunun üzerine Resûlullah ﷺ ” Öyle ise ilk uyuz deveye bu hastalığı kim sirayet ettirdi? “ diye cevap verdi.
( Buhârî, tıp 25/34 )
Görüldüğü gibi Resûlullah ﷺ itiraz edene hastalığın bulaşmayacağını söylemiyor, hastalığın ilk ortaya çıkışının,
Ve Yaratıcısının Allah olduğuna işaret etmek istiyor. Şayet hastalığın hiçbir şekilde başkasına bulaşmayacağını söylemiş olsaydı şüphesiz sahabe buna uyardı. Bunu en güzel şekilde Hz Ömer’in ( Allah onda Razı olsun )
Tavrında görüyoruz;
Şam arazisinde Vebâ hastalığı vuku bulduğunu Hz Ömer’e haber verdiler. Ben sabahleyin bineğime binip geri döneceğim. Bu sebeple siz de buna göre ( Hazırlanıp ) sabahlayın dedi. Ebu Ubeyde ibnu’l-Cerrah:
” Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun? “ dedi.
Hz Ömer ” Keşke bunu senden başkası söyleseydi ya Ebu Ubeyde, evet, Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz. “ ( Buhârî, tıp 30/44 ) dedi.
Ayrıca Resûlullah ﷺ hastalığın hiçbir şekilde başkasına sirayet etmeyeceğini söyleseydi, diğer rivayetlerde Vebâ ve cüzzam hastalığı olan yerlerden çıkmaktan ve oraya girmekten sakındırmazdı.
Dolayısıyla burada bir çelişki değil; Sadece meseleyi yanlış anlama söz konusudur.