En çok eleştirilen ve hatta alay konusu olan deve idrarı içilmesi hakkında ki hadis , Ateistler ve art niyetli insanlara malzeme oluyor. Ve bu hadisi birçok insanı saptırmak için kullanıyorlar.
” Hz. Enes anlatıyor: Ukl veya Ureyne kabilesi halkından sekiz kişilik bir grup Medine’ye gelip Hz. Peygamber (a.s.m)’e biat ederek Müslüman oldular. Bir müddet sonra Medine’nin havası onlara dokundu ve hasta oldular. Şikâyetleri üzerine Hz. Peygamber (a.s.m), çobanlarıyla birlikte Medine’nin dışına çıkıp, develerin sütlerinden ve sidiklerinden içmelerini öğütledi. Adamlar bir müddet devlerin süt ve sidiklerinden içtiler ve sağlıklarına kavuştular. Derken, çobanları öldürüp develeri önlerine katıp götürdüler. Olaydan haberdar olan Hz. Peygamber (a.s.m) birkaç adam peşlerine taktı ve nihayet onları bir yerde yakalayıp getirdiler. Hz. Peygamber (a.s.) onlara hakettikleri ağır bir cezayı tatbik etti. Ellerini, ayaklarını kesti, gözlerine mil çekti ve güneşin altında ölüme terk etti…”
Deve; Kur’an-ı Kerim de bizlere ” Bakmaz mısınız “ işaret edilen hayvandır. Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! ( Gaşiye, 17 )
Deve yaratılışı itibariyle mucizevi bir hayvandır ve mucizevi birçok özelliği bulunmaktadır. İçtiği sudan, vücut yapısından, kirpiklerine varıncaya kadar akledenler için büyük ibretler olan bir hayvandır. Dolayısıyla idrarının ve sütünün de mucizevi özellikler taşıması, ayetin işaret ettiği mucizevi bir yaratılışın göstergelerindendir.
- öncelikle bu hadis sahih olarak rivayet edilmektedir. Yani uydurma bir rivayet değildir.
- Her zaman olduğu gibi hadis düşmanları, anlamaya çalışmak yerine yine zahiren akıllarınca mana çıkarıp, inkâr yoluna gitmekte hatta dalga geçmektedir. Oysa bu hadiste ince bir detay vardır. Resulüllah ( sallallâhu aleyhi ve sellem ) rahatsızlaşan kişilere, neden hemen yanlarındaki develerin değil de Medine dışında yayılan develerin sütünü ve idrarını içmelerini tavsiye ettiği göz ardı edilmemelidir. Bununla birlikte bu yayılım develerinin sadece idrarı değil sütleri de söz konusu etmektedir. Hadiste hem sütünden hem de idrarından bahsedildiği halde sadece idrarın içilmesi ön plana çıkarılmaya çalışılması, niyetlerin farklı olduğunu ortaya koyuyor.
- Deve idrarı ve diğer eti yenen dört ayaklı hayvanların sidiği, İslam fıkhının kriterlerine göre necaset-i hafife olarak kabul edilmiştir.
- Deve sütünün ve idrarının bazı hastalıklar için, bazı insanlara iyi gelmesi aklen mümkün olmayan bir durum değildir. Tabi akıl bilimsel gerçekleri göz önünde bulundurursa.
Avrupa da “ Avicenna “ olarak tanınan Türk ve İslam dünyasının en önemli bilim adamlarından biri olan İbni Sina, hayvan idrarlarında sağlığa faydalı unsurların bulunduğunu kabul eder ve bunlar arasında idrarı en faydalı olanın havası enfes olan Arap badiyelerinde otlayan develer olduğunu belirtir.